Neden Bazı İlişkilerde Kendimizi Daha Kırılgan Hissederiz?
Herkes hayatının bir döneminde değersizlik hissini yaşamıştır. Bazen kendimizi yetersiz, sevilmeye layık değilmişiz gibi hissederiz. Bu his özellikle yoğun anlam yüklediğimiz insanlarla ilişkilerimizde daha belirgin hale gelir. Peki neden bazı insanlarla kendimizi son derece rahat hissederken, bazılarına karşı değersizlik ve terk edilme korkusuyla dolup taşarız?
İlişkisel Bir Örnek Üzerinden Bakalım
Diyelim ki bir erkek/kadın, arkadaşlarıyla çok rahat bir şekilde vakit geçirebilen, hatta kendine güveni yüksek biri gibi görünen bir adam. İş yerinde esprili, sosyal ortamlarda neşeli. Ancak ne zaman romantik bir ilişkiye adım atsa, özellikle de çok beğendiği ve hayranlık duyduğu birine karşı, işler değişiyor. Küçük bir mesajına cevap gelmediğinde içini bir korku kaplıyor, ilgisiz bir tavır gördüğünde kendini yetersiz hissediyor. “Beni sevmiyor, ben yeterince iyi değilim” düşüncesi aklını sarıyor. Oysa aynı durumu yakın arkadaşlarından biri yaşadığında ona “Belki meşguldür, hemen en kötü senaryoyu düşünme” diyebiliyor.
Bu kişinin deneyimlediği şey aslında oldukça yaygın. Değersizlik hissi ve terk edilme korkusu, özellikle çocukluk deneyimlerimizden beslenen bilinçdışı süreçlerle şekilleniyor.
Neden Yoğun Anlam Yüklediğimiz Kişilere Karşı Daha Hassasız?
Bazı insanlara karşı kendimizi güvende ve yeterli hissederken, bazılarına karşı bu kadar kırılgan olmamızın birkaç sebebi olabilir:
- Bağlanma Stillerimiz: Çocuklukta ebeveynlerimizle kurduğumuz ilişki, yetişkinlikte nasıl bağlandığımızı büyük ölçüde belirler. Eğer ebeveynlerimiz bazen sıcak, bazen mesafeliyse, ilişkilerde de sürekli “Acaba beni gerçekten seviyor mu?” diye sorgulamamıza neden olabilir.
- İdealizasyon ve Gerçeklik Arasındaki Çatışma: Karşımızdaki kişiyi fazla idealize ettiğimizde, onun ilgisiz bir davranışı bile büyük bir tehdit gibi algılanabilir. Oysa sıradan insanlara karşı böyle bir beklenti içine girmediğimiz için daha rahat hissederiz.
- Özdeğerin Dışarıdan Onayla Bağlantılanması: Eğer özdeğerimizi başkalarının ilgisine ve sevgisine bağlıyorsak, onların en ufak mesafesi bile içsel dengemizi sarsabilir. Oysa özdeğerimiz dış faktörlerden bağımsız olduğunda, daha sağlam bir benlik algısı geliştirebiliriz.
Peki, Ne Yapabiliriz?
- Farkındalık geliştirmek: Değersizlik hissini hangi durumlarda yaşadığımızı ve hangi kişilerle tetiklendiğini anlamak önemli.
- İdealize etmeyi bırakmak: Hiç kimse mükemmel değildir, ne biz ne de karşımızdaki kişi. Onları gerçek halleriyle görmeye çalışmak ilişkilerde daha sağlıklı bağlar kurmamızı sağlar.
- Kendi özdeğerimizi güçlendirmek: Kendi içsel kaynaklarımızı fark etmek, başkalarının ilgisine bağımlı olmadan da kendimizi değerli hissedebileceğimizi anlamamıza yardımcı olur.
Eğer bu duygular hayatınızı belirgin şekilde etkiliyorsa, bir terapist ile çalışmak sürecinizi anlamlandırmada ve daha sağlıklı ilişkiler kurmada destekleyici olabilir. Değersiz değilsiniz. Bazen sadece kendimizi nasıl gördüğümüzü yeniden şekillendirmemiz gerekiyor.