Alzheimer (Bunama) Hastalığı nedir?

Alzheimer beyinde sinir hücrelerinin ölmesiyle seyreden ve zamanla ilerleyici etkiye sahip, nörolojik bir hastalıktır. Bu hastalığının genetikle çok büyük ilişkide olduğu çalışmalarca gösterilmiştir. Alzheimer hastalığına sahip insanların aile üyelerinde bu hastalığın görülme riski yüksektir. Genetik olarak nesilden nesile aktarılırken, Alzheimer hastalığının, olumsuz yaşam olaylarına maruz kalan bireylerde de gelişebileceğini unutmamak gerekir.

Zorlu yaşam faktörlerinin ve genetik faktörlerin yanı sıra yapılan çalışmalar, asosyalliğin, depresif kişilik yapılanmasının, takıntılı kişilik oluşumunun Alzheimer’a yakalanma riskini arttırabileceğini belirtmektedir. Bu bulgulara sahip olan bireylerde Alzheimer hastalığı oluşmaya başlayabilir. Alzheimer hastalığı genellikle dikkat bozukluğu ve ciddi unutkanlıklar ile seyreder. Zaman zaman konuşma bozuklukları da görülebilir.

Alzheimerın Tedavisi Nasıl olur?

Yapılan araştırmalar Alzheimer’in aşı ile tedavisinin mümkün olabileceğini, Japonya’da uygulanan aşı çalışmaları, göstermiştir. Fakat bununla birlikte birtakım teknikler ile Alzhimer’ın başlaması geciktirilebilir:

  1. Zihni geliştirebilmek için bulmaca çözmek, (bu tekniğin sık kullanılmasının amacı okuduğunuzu anlama ve düşünmenizin, sizden isteneni bulmaya çalışarak beyin egzersizi yapmanızı sağlamaktır)
  2. Asosyal olan kişilerin, depresif kişilik yapılarının Alzheimer’ın başlamasında ve gelişmesinde etken olduğu bilinmektedir; bu sebeple takıntılı bireyler veya depresyonda olan bireylerin, psikoterapi desteği almaları hastalığa yakalanmayı geciktirebilir.
  3. Kitap okumak, ezber yapmak, yeni bir hobi edinip üzerine çalışmak gibi aktivitelerde bulunmak hastalığın başlaması geciktirilebilir ve ilerlemesini yavaşlatabilir.
  4. Beslenmenin de bu konu üzerinde çok büyük bir önemi bulunmaktadır. Hazır gıdalardan, şekerli besinlerden uzak durmak, sebze ve et yemeği ağırlıklı beslenmek beyin hücrelerini korumaktadır.
  5. Vücut egzersizleri yapmak, günde en az yirmi dakika yürüyüş yapmak vücutta kan dolaşımını arttırarak kan, dolayısıyla oksijen sirkülasyonunu sağlayarak zihni daha aktif tutar.